Sürdürülebilir Kalkınma Etki Toplantıları sırasında BM yetkilileri “bilime sahip çıktıklarını” iddia ettiler ve küresel farkındalığın önemini vurguladılar.
Resmi söylemle çelişen arama sonuçlarını filtrelemek ve mesajlarını tanıtmak için Google ile birlikte çalıştılar. Ayrıca iklim değişikliği ve COVID-19 propagandasını güçlendirmek için önde gelen sosyal medya platformlarıyla ortaklık kurdular. Ayrıca gündemlerini desteklemeleri için sosyal medya fenomenlerine önemli miktarda fon sağladılar. BM, bilimsel kanıtların paylaşılmasının önemini vurguladı ve platformları da aynı şeyi yapmaya teşvik etti. Birleşmiş Milletler’den daha güvenilir olarak algılanan geniş takipçi kitlesine sahip sosyal medya fenomenlerini kullandılar.
Bunu nasıl yaptıklarını anlatalım;
Dünya Ekonomik Forumu’nun Eylül 2022’deki Sürdürülebilir Kalkınma Etki Toplantıları’nda küresel elitlerle birlikte BM, büyük medya şirketlerinin ceo’ları ve bazı üniversite yöneticileri iklim değişikliği ve COVID ile ilgili propagandayı yeniden şekillendirmenin önemi ile ilgili panel (https://www.weforum.org/events/sustainable-development-impact-meetings-2022/sessions/tackling-disinformation) düzenlediler. Panelde BM’nin Sosyal Medya şirketleri ve Google gibi teknoloji şirketleriyle arama sonuçlarını kendi çıkarlarların hizmet eder hale dönüştürüp propagandayı şekillendirmek için yaptığı çalışmaları konuştular. BM’nin bu ortaklığı iklim değişikliğiyle ilgili Google aramalarında yanlı bilgiler sonuçları verdiğini gördüklerinde başlattığını vurguladı.
Ayrıca BM’nin temsilcisi tıp ve bilim çevrelerinden gelen iklim propagandalarını ve COVID propagandalarını güçlendirmek için bazı sosyal medya şirketleri ile “Team Halo” adlı bir proje üzerinde çalıştığını belirtti. Buna ek olarak BM, bazı sosyal medya şirketleri ve özelliklede TikTok konusunda bilim insanlarına ve doktorlara eğitim verildiğini belirtti.
Küresel elitler bilimi kontrol ettiği söylenir!!
BM’nin bilimi kontrol ettiği söylenir, ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) finansman kaynaklarına daha yakından bakıldığında gücün gerçekte kimin elinde olduğu görülür. Bill ve Melinda Gates Vakfı ve GAVI Aşı İttifakı, tarihsel olarak DSÖ’nün program bütçesine ABD ve İngiltere dışındaki tüm üye devletlerden daha fazla katkıda bulunmuştur. BM’nin anlatıyı şekillendirme girişimleri, iklim değişikliği ve diğer küresel meseleler hakkındaki gerçekleri korumaya yönelik daha geniş bir stratejinin parçasıdır.
Peki öyleyse bilimin sahibi kim?
BM, COVID ve iklim bilgileriyle ilgili olarak BM gibi kurumlara duyulan güven sorununu ele almak için etkileyicileri kullandı. WEF, DSÖ ve FDA gibi kurumlara COVID ve iklim bilgileriyle ilgili güven eksikliğini fark eden BM, dolaylı olarak sosyal medya fenomenlerini kullanıyor. Önemli takipçi kitlesine sahip sosyal medya fenomenleri bu kuruluşlardan daha güvenilir olduğunu fark etmiştir. Bu yaklaşım, Google tarafından desteklenen ve Nisan 2021’de yayınlanan bir RAND raporunun (https://www.rand.org/pubs/research_reports/RRA676-1.html) önerileri ile.
Rapor, komplo teorisyenlerinin güvendiği uzmanları devreye sokmanın, halk sağlığı uzmanlarının resmi erişiminin etkinliğini azaltmaya yardımcı olabileceğini öne sürüyor. Rapor, daha geniş bir topluluğu etkileme potansiyeline sahip olan bu grupların ılımlı üyelerine doğrudan ulaşılmasını öneriyor.
Peki DSÖ gerçekten de “anlatıyı kimin kontrol edeceğine dair siyasi savaşa” dahil mi?
Küresel Şeytanlar bilimin tekellerinde olduğunu iddia ederken, küresel elitlerin medyası da propagandaları yeniden şekillendirmek için birbirleriyle yarışıyorlar adeta. Küresel elitlerin medyası aşı söylemini sorgulayanların yanlış bilgi yaymak için insanların korkularını istismar ettiğini savunuyor. İngiltere Kralı III. Charles ve WEF’in kurucusu Klaus Schwab sözde pandemiyi ve sözde iklim krizini Büyük Sıfırlama gündemini ilerletmek için eşsiz bir fırsat olarak görüyorlar. Küresel şeytanlar ve İngiliz Kraliyeti bu konudaki kilit oyunculardır.
Seçilmemiş küreselciler, bilimin sahibi olduklarını iddia ederek, arama sonuçlarını etkilemek için teknoloji şirketleriyle birlikte çalışarak ve medyaya büyük yatırımlar yaparak gerçek niyetlerini bir kez daha ortaya koyuyorlar. Bilimi kontrol etmeleri, anlatıyı da kontrol etmelerine yol açmakta, bu da düşünce ve konuşmayı etkileyerek özgür bir toplumu potansiyel olarak tehlikeye atmaktadır.
***
Şunu asla unutmamalıyız;
Küresel Şeytanların insanları köleleştirme amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar, uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe Adem’in nesline düşman olan Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi yavru şeytanlarının planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın çalıştığımızın karşılığını vereceği yönünde kesin vaadi vardır.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel planlarının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de !!
(Get up and wake up! Stop the evil!)
…