Chabad’ın iç yüzünü ortaya çıkaran çalışmalarıyla tanınan Muammer Karabulut 5GVirusNews Platformundan “Doya Doya Çocuk Kanı İçiyorlar” başlığı ile yayınladığı makalesinde, dünyanın en büyük sorunlarından biri çocukların istismarı ve kaçırılması olduğunu ve bunun arkasında Chabad olduğunu ve çocukların hangi amaçlar için kaçırıldığını yazdı.
İşte Karabulut’un o makalesi…
“Dünyanın en büyük sorunlarından biri çocukların istismarı ve kaçırılmasıdır. Bu çocukların kaybolmasında önemli rol oynayan kuruluşlardan biri de yasadışı faaliyetlerde bulunmalarıyla bilinen CHABAD merkezli küresel sapkınlardır. Merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan ve 1984 yılında kurulan Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi (NCMEC), bu sorunu ele almak için FBI ile birlikte çalışmaktadır.
2019 yılında Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi CyberTipline 69,1 milyon dosya içeren bir rapor yayınladı. Bu dosyalar arasında 27.788.328 resim, 41.280.816 video ve 89.053 kayıp ve istismara uğramış çocuklarla ilgili diğer materyaller yer alıyordu. Buna ek olarak, 19.000’den fazla çocuk mağdur tespit edilmiş ve kolluk kuvvetlerine bildirilmiştir.
FBI’a göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde 2018 yılında toplam 424.066, 2019 yılında ise 421.394 kayıp çocuk vardı. Bu sayılara, deformiteler nedeniyle fetal kürtaj vakalarının dahil olmadığını belirtmek önemlidir. ABD’dekine benzer durumların yaşandığı diğer ülkelerdeki kayıp ve istismara uğramış çocuk sayısı şu anda tam olarak bilinmemektedir.
Birleşik Krallık, 112.853 çocuk
Almanya, 100.000 çocuk
Hindistan, 96.000 çocuk
Kanada, 45.288 çocuk
Rusya, 45.000 çocuk
Avustralya, 20.000 çocuk
İspanya, 20.000 çocuk
Jamaika, 1.984 çocuk
Bu durumdaki çocuklara ilişkin aylık ya da yıllık yeterli raporlar küresel ölçekte eksiktir.
Dr. Sevil Atasoy, Türkiye’de “Kayıp Çocuklar” konulu bir konferans sırasında, istatistiklerin kayıp ya da kaçırılmış her 10 çocuktan 1’inin sağ bulunamadığını gösterdiğini açıkladı. Türkiye’de kaçırılan çocuk sayısının son on yılda üç kat arttığı görülüyor. Dr. Sevil Atasoy, Türkiye İstatistik Kurumu’nun son 7 yılda 100.000’in üzerinde kayıp çocuk raporu verdiğini de belirtti.
AK Parti’nin insan haklarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, 2015 yılından bu yana AB ülkelerinde kaybolan mülteci çocuk sayısının 96.000’i aştığını belirtti. Ayrıca 2016 yılında 63.000’den fazla çocuk refakatsiz olarak Avrupa’ya geldi ve nerede oldukları bilinmiyor.
Suriye’de kaçırılan, kaybolan ve organlarının toplanmasına maruz kalan çocukların sayısı tam olarak bilinmemektedir.
Neden dünya çapında bu kadar çok kayıp ya da kaçırılmış çocuk vakası var?
Her vakanın ardında yatan nedenler farklılık gösterse de, bu tür olayların önemli bir kısmı rapor edilmiştir. Kısa bir süre önce, Bill Gates’e benzer bir hayırsever olan Sandra Bullock, bir televizyon programında, daha önce bunu bir komplo teorisi olarak reddeden insanların yeniden düşünmesine neden olan bir açıklama yaptı. Gençliğini korumak için çocuk derisi enjekte ettiğini iddia etmiş ve kullandığı derinin sünnet edilmiş Koreli çocuklardan geldiğini özellikle belirtmiştir.
Buna ek olarak, çocuk kanından elde edildiği söylenen ve gençliklerini ve güzelliklerini korumak için ünlülere ve varlıklı kişilere enjekte edilen adrenocrome adlı bir maddeden bahsedilmektedir. Bu yöntemin tek bir seansının 650 dolara mal olduğu bildirilmektedir.
Adrenochrome nedir?
Adrenochrome, adrenalin hormonundan türetilen kimyasal bir bileşiktir. Karbazokrom türevleri hemostatik tedavi için kullanılmaktadır. Başka bir bağlamda Adrenokrom, böbrek üstü bezlerinden gelen hormonları içeren gerçek insan beyinlerinden üretildiği iddia edilen bir ilaçtır. Hollywood’daki liberal elit tarafından kullanıldığı söylenmektedir.
Yakın zamanda zengin elitler arasında rahatsız edici bir alışkanlık olarak ortaya çıkan Adrenochrome bağımlılığı uygulaması ilk olarak Hunter S. Thompson’ın 1972 tarihli “Fear and Loathing in Las Vegas” kitabında tanımlanmıştır. 1980’lerde, genellikle “ritüel” çocuk istismarı olarak bilinen çocuk istismarı ile ilişkili şeytani veya okült faaliyet iddialarına dair raporlar vardı. Şimdi bu kişiler, 5G teknolojilerinin kullanılmaya başlanmasıyla dünyayı daha da tehlikeye atarak tüm yaşam formlarını riske atmakla suçlanıyor.
Şu anda, Bill Gates liderliğindeki Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) insan sağlığı dışındaki çıkarlara öncelik verdiğine dair yaygın bir inanç var. Bazıları bunun metaforik olarak bu kan emicileri beslemek için bir araç olarak hizmet ettiğini iddia ediyor...”
***
Yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar ise uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya müddetçe Ademin nesline düşman olan şeytanın ve işbirlikçilerinin planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın vaadi vardır.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve uyanık kalmak istediğiniz için teşekkürler…