Doktorları Yıldırmaya Yönelik Oyun Teorileri
25 May 2024
- Paylaş:
Planlı pandemiyle birlikte insanlık aleyhine ve hasta güvenliği hakkındaki endişelerini dile getiren ve bunun sonucunda kariyerleri ile yaşamları zarar gören doktorlara yönelik kurulan oyun teorileri...
Makalemizde anlatılacak olan gerçek hikayenin ülkemizde de meydan gelip gelmediğine dair bir benzerlik kurarmısınız, bu bilemeyeiz ancak makalenin sonunda nasıl benzerlikler olduğuna değineceğiz...
Okuyucularımızın daha iyi anlayabilmesi için, öncelikle konu ettiğimiz National Health Service (NHS)’nin ne olduğunu açıklamak önemlidir. NHS, Birleşik Krallık’ın kamu finanse edilen sağlık sistemlerini kapsayan bir terimdir ve temelde bir Ulusal Sosyal Güvenlik Kurumu işlevi görür.
Anlatacağımız bilgiler, Janet Eastham ve Gordon Rayner tarafından yazılan ve 15 Mayıs 2024 tarihinde The Telegraph’ta yayınlanan “NHS’nin ihbarcıları nasıl susturduğunu açığa çıkaran dört adımlı ‘oyun kitabı'” başlıklı uzun makalenin özetidir.
Öyleyse başlayalım…
50’den fazla doktor ve hemşire, 170 hasta ölümü ve 700’den fazla kötü bakım vakasını açığa çıkardıktan sonra hedef gösterildi. NHS yöneticileri, sorunları çözmek yerine avukatlar ve özel dedektifler tutmak için milyonlarca sterlin harcadı. Telegraph makalesine göre, NHS, ifşacıları cezalandırmak için dört aşamalı bir strateji izledi. NHS’deki korku kültürü, COVID-19 döneminde bazı çalışanların endişelerini dile getirmekten çekinmelerine yol açmış olabilir.
Telegraph’ın yaptığı bir araştırmaya göre, doktorların hasta güvenliği ile ilgili endişelerini dile getirmeleri sonucunda, NHS’nin “dört adımlı ‘oyun kitabı'” stratejisiyle ifşacı sağlık çalışanlarını susturduğu iddia ediliyor. Farklı NHS tröstleri ve kliniklerinin ihbarcılarla benzer muamelelerde bulunduğu ve birçok doktorun bu durumu sistematik bir sorun olarak gördüğü belirtiliyor. Yöneticiler ve meslektaşlar tarafından maruz kalınan zorbalık ve taciz, örtbas edilmesine neden oluyor. İhbarcıları soruşturmak için sıkça hukuk firmaları ve özel müfettişler görevlendiriliyor ve bu kişiler genellikle görevden alınıyor.
Doktorlar mesleki ve finansal baskılar altında, uzun süreli iç soruşturmalar, disiplin duruşmaları ve hukuki savaşlar sonucu istifa etmeye zorlanıyorlar. Yılların deneyimine sahip pek çok hekim, bu zorlu süreçte depresyonla boğuşuyor ve intihar düşünceleriyle mücadele ediyor. Kimi gizlilik anlaşmaları imzalıyor, kimi Yüksek Mahkeme veya iş mahkemelerinde adalet arıyor, NHS’i bırakıp özel sektöre geçiyor ya da mesleği bütünüyle bırakıyor.
Adım 1: İhbarcıyı araştırın
The Telegraph, NHS işverenlerinin, ihbarcıların ortaya koyduğu sorunlardan ziyade onların davranışlarını mercek altına aldığını belirtiyor. Anket yapılan 52 sağlık çalışanının 41’i, endişelerini paylaştıktan sonra sorgulandığını ve suçlamalarla yüzleştiklerini söylemiş. Sadece 28’i, işverenlerinin hasta güvenliği konusunda soruşturma yürüttüğünü ifade etmiş ve bu incelemelerin yapıldığı yerlerde çoğunluk, süreçler hakkında ciddi endişelerini ifade etmişler.
İfşacılar, genellikle eski polisler de dahil olmak üzere özel denetçiler ve dışarıdan hukuk firmaları tarafından incelenmiş. Doktorların denetim süreci, genellikle altı haftada sonuçlanması beklenen ancak çoğunlukla daha uzun süren Tıbbi Etik ve Mesleki Standartlar incelemesine maruz kalmışlar. The Telegraph ile yapılan bir röportajda, bir danışman MHPS sürecinin hastane yönetimine geniş yetkiler verdiğini belirtirken, bir çene cerrahı ise bu sürecin doktorlar üzerinde devamlı bir stres yarattığını ve onları sıkıntıya soktuğunu dile getirdi.
Adım 2: Zorbalık ve gözdağı
The Telegraph, taciz, ayrımcılık, zorbalık veya tehdit mağduru olduklarını belirten 52 doktorun 16’sının haksız yere ruh sağlığı hizmetlerine gönderildiği, 5 doktorun da rahatsız edici biçimde polis, sosyal hizmetler ve HM Revenue and Customs’a yönlendirildiği ifade edildi. Zorbalık ve tehditlerin doktorların iradesini kırmak ve psikolojik zarar vermek amacıyla yapıldığı bildirildi.
Adım 3: Genel Tıp Konseyi sevklerinin silah haline getirilmesi
Telegraph’a göre, Genel Tıp Konseyi (GMC), bazı NHS yöneticileri tarafından ihbarcı doktorları susturmak için kullanılıyor. GMC’ye 30 kez sevk edilen 22 ihbarcı doktordan sadece ikisi duruşmaya çıkarıldı. Dokuz doktor, şikayetlerini geri çekmezlerse veya hasta güvenliğiyle ilgili endişelerini dile getirmeye devam ederlerse GMC’ye sevk edilecekleri konusunda tehdit aldıklarını söyledi. Ayrıca, bir doktor 2018’de kazandığı istihdam davasının ardından anonim olarak yedi kez GMC’ye sevk edildiğini ifade etti.
Bu yönlendirmeler üç soruşturma başlatılmasına neden olmuş, ancak hiçbiri mahkemeye intikal etmemiştir. Her bir durumda, düzenleyici otorite, davanın ilerletilecek bir tarafı olmadığına hükmetmiş; buna rağmen, GMC’nin tavsiyesi üzerine, ilgililer ya erken emeklilik ya da tıbbi kayıtlardan gönüllü olarak çekilme başvurusunda bulunmuşlar.
2014 yılında, GMC, ihbarcıların eylemlerini incelemek üzere emekli bir hakimi atadı. Doktorlar, GMC’ye yapılan bazı yönlendirmelerin intikam amaçlı olabileceğini ve doktorlara karşı bir kampanyanın bir parçası olarak kullanılabileceğini belirttiler. Düzenleyici kurumlar, bu tür riskleri minimize etmek amacıyla, sevk edilen doktorların hasta güvenliğiyle ilgili kaygılarını ifade edip etmediklerini ve bu kaygıların değerlendirilip değerlendirilmediğini açıklamayı zorunlu hale getirdi.
Adım 4: Rütbe düşürme, disiplin ve işten çıkarma
Hastaneler ve klinikler, hasta güvenliği konusundaki endişeleri dile getiren doktorları susturmak veya işten çıkarmak için çeşitli yaptırımlar uygulayabiliyorlar. The Telegraph’ın bir röportajına göre, 52 ihbarcıdan 25’i disiplin cezası almış, 19’u görevden alınmış ve 16’sı işten atılmış. İşten atıldıktan sonra ‘kabadayı statüsü’ ile karşılaştığını belirten bir hemşire, ailesinin bu durumdan büyük üzüntü duyduğunu söylemiş. Diğer ihbarcılar rütbe düşürme, şartlarda olumsuz değişiklikler, maaş kesintileri, aşırı iş yükü ve istifa gibi daha ince cezalandırma yöntemleriyle karşılaşmışlar.
İki deneyimli danışman anestezist, yıllardır sürdürdükleri eğitim gözetmenliği pozisyonlarına yeniden başvurmak zorunda kaldıklarını belirtiyorlar. Bu danışmanlar, on yılı aşkın süredir stajyerleri yönlendirirken, hastanelerinin aynı roller için kendilerinden daha genç iki danışmanı seçtiğini görmüşler. Dahası, sadece kendilerine uygulanan yeni bir hesaplama yöntemiyle yıllık izin hakları kısıtlanmış. Kurallara tam olarak uyan danışmanlardan biri, tüm bunlara rağmen izin kullanamadığını ifade ediyor.
Okuyucular, “Birleşik Krallık’taki son gelişmeler Türkiye’yi nasıl etkiler?” diye düşünebilirler. Türkiye’de, 2019’da başlayan pandemi sürecinde, aşı ve PCR testine karşı çıkan pek çok doktor ve akademisyen soruşturmalara maruz kalmıştır. Akademik çevrelerde, aşı ve PCR testini destekleyenler terfi alırken, karşıt görüşlü olanlar terfi engelleriyle karşı karşıya kalmış ve bazılarının üzerindeki soruşturmalar devam etmektedir.
Guwuste.com
Kalk ve uyar, Kötülüğe de dur de…
Makalemizi beğendiyseniz paylaşmayı unutmayınız…
KAYNAK: