Kan Krizi Kapıda mı? (1)
02 Haz 2024
- Paylaş:
Kan Krizi Kapıda mı?(1)
Planlı pandemi döneminde mRNA COVID-19 aşısı olan kişilerden alınan kanın kullanımının potansiyel ölümcül etkileri olabileceği ortaya çıktı!!
Yapay zekaya bu soruyu yönelttiğinizde, “mRNA COVID-19 aşısının uygulandığı kişilerden alınan kanın kullanımı ile ilgili potansiyel ölümcül etkilerin olabileceği” iddiasının doğru olmadığı yanıtını alabilirsiniz. Ancak, mRNA aşısı olan kişilerin bağışladığı kanı nakil ile almayı düşünüyorsanız, olası sonuçları önceden bilmekte fayda var.
Gün gelecek Covid aşısı olmayanların kanı değerli olacak!
Japon araştırmacılar, mRNA COVID aşıları sonrası kan bağışında bulunanların sağlık sorunları yaşayabileceğini belirten bir rapor yayımladı. Raporda, kan pıhtılaşması, kalp sorunları ve diğer organlarla ilgili problemlerin ortaya çıkabileceği ifade edilmekte. Doktorların bu riskleri dikkate alarak kan tedarikinin güvenliğini sağlamak adına çözüm önerileri geliştirmeleri isteniyor.
Prionlar, hastalık üretme potansiyeline sahip proteinlerdir. SARS-CoV-2’nin spike proteininde prion benzeri alanlar bulunabilir; bu, hastalığın tanımlanması, tedavi edilmesi ve yayılmasının kontrol edilmesini zorlaştırabilir. Mevcut kan testi yöntemleri prionları saptayamıyor, bu da enfeksiyonun önlenmesi için güvenlik protokollerinin yetersiz kalmasına yol açıyor. Uzun vadeli güvenlik endişeleri, maruz kaldıktan sonra semptomların gecikmesiyle ilgili olup, bu da enfeksiyon kaynaklarının kan transfüzyonları aracılığıyla takibini zorlaştırıyor.
Risk algısı, bireylerin kan bağışından veya kan alımından kaçınmasına yol açabilir. Bu, kan bağışı yapan kişi sayısının düşmesine ve taze kanın güvenilirliği konusunda endişelere sebep olabilir. Doktorlar, spike proteinlerindeki prion benzeri yapıların etkilerini anlamak için ek araştırmaların önemini vurgulamaktadır.
Aşı ile Kirlenmiş Kanın Potansiyel Sağlık Tehlikeleri;
Kirli kan, bağışıklık sistemi zayıflığı, enfeksiyonlar, tükrük bezi büyümesi, kan pıhtılaşması, iltihaplanma ve IgG4 ile İlişkili Hastalık gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. COVID aşısı olan kişilerde, enfeksiyon riski artabilir. Çoklu mRNA aşıları alan bireyler, yaygın enfeksiyonlara karşı yeterli bağışıklık geliştiremeyebilir. Çok fazla mRNA dozları almak vücudun enfeksiyonlar, bazı kanser türleri ve alerjenlere karşı antikor üretimini tetikleyebilir.
Kan nakli ile hastalıklar riski;
Araştırmalar, urasilin sentetik metilpseudouridin ile değiştirilmesinin hedef dışı protein üretimini tetikleyebileceğini ve bu durumun bağışıklık tepkisine yol açabileceğini göstermiştir. COVID aşılarının ana bileşenlerinden biri olan LNP’lerin yüksek düzeyde iltihaplanmaya sebep olduğu ve bu durumun otoimmün reaksiyon riskini artırabileceği belirlenmiştir. Genetik aşılar alan bazı kişilerde otoimmün hastalıkların geliştiği görülmüştür. Bu aşılar, vücudun patojen antijenlerini üretmesini sağlar ve bu, otoimmün hastalıklara yol açabilir. Spike proteinine karşı yapılan kan testleri pozitif çıkan kişilerin, otoimmün hastalıklar yönünden ek testlere ihtiyaç duyabileceği ortaya çıkmıştır.
Kan Alımını Yönetmek için Öneriler;
Doktorlar, mRNA aşıları sonrası kan anomalileri gösterenler için kan alımı ve yönetimi konusunda tavsiyelerde bulunmaktadırlar. Aşılanmışların durumları, aldıkları doz miktarları ve yaşadıkları semptomlar hakkında bilgi toplanmasını öneriyorlar. Ayrıca, mRNA aşılarından sonra kan bağışı yapmadan önce beklenmesi gereken süreler ve kan güvenliğini sağlamak için yapılacak testlerle ilgili öneriler de sunuyorlar.
Mevcut Kan Stoklarının Güvenliğinin Sağlanması;
Sağlık kuruluşları, düzenleyici otoriteler ve sağlık ekosistemi, mRNA aşılarından alınan kanların güvenliğiyle ilgili zorlukları ifade ediyorlar. Ana kaygı, spike proteinleri veya değiştirilmiş mRNA içeren kanların, zararlı maddeler tespit edilmediğinde transfüzyon sırasında hastalara geçme riskidir. Güvenliği sağlamak adına, potansiyel zararlı maddelerin düzeylerini belirleyebilecek yeni yöntemlerin geliştirilip uygulanması gerekmektedir. Doktorlar, halihazırdaki yöntemlerin bu bileşenleri tam anlamıyla ortadan kaldırmada yetersiz olduğunu belirtiyorlar.
Araştırmacılar kan testi yapılması çağrısında bulunuyor;
Bazı uzmanlar, aşılanmış kişilerin de virüs testi yaptırmaları gerektiğini savunuyor. Uzun süreli COVID-19 geçirenlerde virüsün varlığına dair iddialar da bulunuyor. Antikorların, genetik aşılamayla uzun süreli COVID-19’u ayırt etmede faydalı olabileceği düşünülüyor. Araştırmalar, kan ürünlerinin güvenliğini sağlamak amacıyla spike protein ve diğer bileşenlerin kan seviyelerini belirli sınırlar içinde tutmaya yönelik. Ayrıca, kan ürünlerinin izlenebilirliği ve sıkı yasal düzenlemelerin önemi de altı çiziliyor. Bundan sonra genetik aşıların kullanımının durdurulup risk değerlendirmesi yapılmalıdır. Ayrıca, genetik aşılamanın sebep olduğu sağlık sorunlarının araştırılması ve yönetilmesi için ülkelerin ve kurumlarının araştırmalar yapmaları gerekiyor.
Japon doktorların insanlığın selameti için yaptıkları çağrıyı sizler için özetlemeye çalıştım. Bir sonraki bölümde Türkiye’yi ele almaya çalışacağım…
Kaynaklar;
https://www.ahaber.com.tr/gundem/2021/05/30/turkiyede-kac-doz-koronavirus-asisi-vuruldu-turkiye-en-cok-asi-yapilan-ulkeler-arasinda
https://www.preprints.org/manuscript/202403.0881/v1
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK499825/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/36055877/
SADİ ÖZGÜL
Guwuste.com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Makalenin daha fazla insanın bilgilendirilmesi amacıyla paylaşmayı unutmayınız…