Bilgisayar bağımlılığımızın ne kadar büyük olduğunu bir kez daha anladık.

 

“Tarihteki en büyük Bilgi Teknolojisi kesintisi” küresel ekonomiyi kaosa sürükledi ve toparlanmanın haftalar alabileceği belirtiliyor. Uçuşlar iptal edildi, hastane hizmetleri aksadı, büyük bankaların çevrimiçi hizmetleri çöktü ve milyonlarca çalışan maaşlarını alamayabilir. Tek bir yazılım arızası bu kadar soruna sebep oluyorsa, internet uzun süre kullanılamaz hale gelirse ne olacak? İnternet olmadan hayatta kalabilir miyiz? Belki de mağaralara geri dönmeliyiz! Ancak mağaralarda WİFİ lerin çekip çekmeyeceği hala meçhul.

 

Birçok insan başlangıçta bir siber saldırı olabileceğini düşündü, ancak ardından ne kadar şüpheler bıraksa da kaosun CrowdStrike güvenlik yazılımının güncellemesinden kaynaklandığı açıklandı. Evet, yanlış duymadınız, bir güncelleme! Sorun, CrowdStrike’ın yazılımında tespit ettiği ve çözmek için çalıştığı teknik bir sorundan kaynaklanıyordu. CrowdStrike, Microsoft’un Windows cihazları için antivirüs yazılımı sağlıyor. Microsoft, bir CrowdStrike güncellemesinin küresel olarak birçok Bilgi Teknolojisi sisteminin çökmesine neden olan antivirüs yazılım güncellemesinin virüs gibi davranmasıydı!

 

Bize pek inandırıcı gelmediği için şu soruları soralım;

 

• Bu olay, toplumdaki yaygın beceriksizliğin bir örneği mi?
• Kimse güncellemeyi yaymadan önce test etmedi mi?
• Yoksa bu küresel elitlerin büyük sıfırlama planlarının bir parçası olan dijital sahte bayrak operasyonu muydu tüm bunlar?

 

Bize göre bu bir ditilal sahte bayrak operasyonun masa başı tatbikatıydı. Tabikat sonuçlanmış olacak ki, CrowdStrike CEO’su, sorunun tespit edilip çözüldüğünü ve bunun bir güvenlik olayı ya da siber saldırı olmadığını söyledi. Ancak, bu durum “Ölümün Mavi Ekranı” ile uğraşan kullanıcılar için pek teselli edici değil. Mavi ekran, bilgisayarların kolaylıkla “Ben pes ettim!” dedirtme kapasitesinin geliştirilmiş yeni nesil versiyonu gibiydi sanki…

 

Mavi Ekranı, bankalardan süpermarketlere ve medya kuruluşlarına kadar her yerde paniğe ve kafa karışıklığına neden oldu. Birçok ülkede hava uçuşları durdu ya da aksama yaşandı. Dünya genelinde ise 28 binden fazla uçuş ertelendi. En az %10’u iptal edildi. Havaalanında mahsur kalanlar için durum zorlaştı ve gitmeleri gereken yere ulaşmaları zaman aldı. Havaalanında mahsur kalmak, modern dünyanın “Survivor” versiyonu gibiydi adeta!

 

Uzmanlar, sürekli mavi ekranla karşılaşan kullanıcıların yapabileceği çok şey olmadığını belirtti. Ancak kullanıcılar Bilgi Teknolojisi ekiplerinin sorunu çözmesini beklerken bu süre zarfında telefonlarından çalışmak veya kağıt kalem kullanmak zorunda kaldılar. Bu olay, şirketlerin ve kamu kurumlarının dijital felaket kurtarma planlarını gözden geçirmeleri için bir uyanış çağrısı olarak değerlendirildi. Yani, kağıt ve kalemle çalışmak zorunda kalmak, 21. yüzyılda bir tür arkeolojik kazı yapmak gibi bir şey…

 

Bu teknoloji felaketi, dünya genelinde büyük tedarik zinciri aksaklıklarına neden oldu. Lojistik uzmanlarına göre, Microsoft işletim sistemlerini çökerten sözde yazılım hatası, hava ve deniz limanlarında kargo taşımacılığında aksamalara yol açması karayolu, deniz ve hava tedarik zincirlerinin Bilgi Teknolojilerinin arızalarına ne kadar savunmasız olduğunu gösterdi. Uçaklar, gemiler ve kargolar, “Ben şimdi neredeyim?” diye soruyordu adeta!

 

Bu bilişim kesintisi, dünyanın birçok ülkesinde sağlık sektörünü vurdu. Birçok ameliyatların iptal edilmesine neden oldu. İhtiyaç duydukları bakımı doğru alamayan insanların ölüp ölmediği hala belirsiz.

 

Küresel Elitlerin adamı Bill Gates güvenip Microsoft Sistemlerini kullanan işverenler ve bankalar sorun yaşadılar. Başta ABD olmak üzere dünyanın bir çok ülkesindeki bankacılık sistemleri çöktü ve insanların hesaplarına erişimi engellendi. Bu bilişim kesintisi nedeniyle çalışanlar maaşlarını zamanında alamadılar. Ödemeler yapılamadı. Çek senet tahsilatlarında büyük sorunlar yaşandı, dijital eFaturalar düzenlenemedi.

 

Bu olay, dünyanın sonu olmasa da ne kadar savunmasız olduğumuzu gösteriyor. Kalem ve kağıda güvendiğimiz zamanlarda hayatın daha basit olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak, şu anki dünyamız bu ve daha fazla kaosun yolda olduğu görülüyor. Küresel elitlerin büyük sıfırlama planlarına ulaşmak için dijital dünyada planlı olması muhtemel yaşanan bu tür dijital felaketlerle daha da belirgin hale geliyor. Teknolojiye olan bağımlılığımız, küresel elitlere karşı bizi daha kırılgan ve savunmasız kılıyor. Bu tür olaylar, dijital altyapımızın ne kadar hassas olduğunu ve küresel güçlerin bu kırılganlığı kendi çıkarları doğrultusunda kullanabileceğini gözler önüne seriyor. Teknolojiye olan bağımlılığımız arttıkça, bu tür felaketlerin etkileri de daha yıkıcı hale geliyor.

 

Ancak kendi ulusal yerli ve milli işletim sistemini kullanan ülkeler ise asla bir problem yaşamadılar bu süreçte. Bu nedenle, dijital dünyada yaşanan her aksaklık, küresel elitlerin Büyük Sıfırlama bir seviye daha ileriye taşımalarına fırsat vermektedir. Bu bağlamda, yerli ve milli dijital işletim sistemleri ile dijital güvenlik ve bağımsızlık konularında daha dikkatli ve hazırlıklı olmamız gerektiği açıktır.

 

Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, Büyük Sıfırlama hedefleri için her alanda insanlık aleyhine faaliyetler yürüten Küresel Elitlerin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir. Aksine insanlar izin vermediği müddetçe hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. 

 

Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!

 

Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına ve Allah katında da kul hakkına girer…